Aile hayatında huzurun sağlanabilmesi için eşlerin her şeyden önce birbirlerini sevip saymaları, insan ve eş olarak birbirlerine ilgi göstermeleri ve değer vermeleri gerekmektedir. Birbirleriyle duygu ve düşüncelerini paylaşabilen eşler daha uyumlu ve huzurlu bir aile hayatı sürdürebilirler.
İyi günde kötü günde…
Evlilik hayatı iyi günleri kadar kötü günleri de olan bir süreçtir. İyi günlerde güzellikleri paylaşmak kadar, kötü günlerde zorluklara karşı dayanışma içerisinde olmak da önemlidir. “Mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır, acılar paylaşıldıkça azalır.” sözü bu gerçeği ifade etmektedir.
Birlikte eğlenmek…
Eşlerin bireysel eğlencesi diğerinin kendisini yalnız hissetmesine sebep olur. Dolayısıyla bu durum aile içi huzursuzluk ve kıskançlıkların artmasına yol açar. Bu nedenle eşler farklı zevk ve eğlence anlayışlarına sahip olsalar bile mümkün olduğunca birbirlerine uyum sağlamaya çalışmalıdırlar.
Ben haklıyım…
Sık sık kırıcı, yıpratıcı ve yıkıcı tartışmaların yaşandığı bir aile ortamında eşlerin huzurlu ve uyumlu olmaları beklenemez. Bir süre sonra evlilik, istenmeyen ancak zoraki katlanılan bir beraberlik haline gelebilir. Bu nedenle eşler, sonu kavgaya varan tartışmalardan olabildiğince kaçınmalı; haklı olmak ya da suçlu bulmak yerine sakin ve anlayışlı bir ortamda konuşabilmelidirler.
Sevginizi besleyin!
Eşlerin, başkalarının yanında birbirlerine sevgi sözcükleriyle hitap etmeleri, övmeleri, iltifat etmeleri, içinde bulundukları sosyal çevre tarafından yadırganıyor olsa bile, bu davranışlar evlilik birliğinin devamı için bir tutkal görevi görmektedir.
Unutmayın!
İlişkinizde başkalarının değil, eşinizin ne düşündüğü önemlidir.