EYS boşanma sürecinde çocuğun velayeti ile ilgili anlaşmazlıklarda ortaya çıkan bir bozukluk, çocuğun ruhsal istismarıdır.
Çatışmalı ayrılık ve boşanma sonrası ebeveyne yabancılaşma sendromu görülme sıklığı çeşitli çalışmalarda %7 ile %40 arasında belirtilmiştir. Çocuğun davranışsal ya da sözel olarak bir ebeveyni tercih edip diğer ebeveyne karşı açık ya da örtülü olarak olumsuz tutum sergilemesi olarak tanımlanan EYS ile ilgili yapılan bir çalışmada daha çok kız çocuklarında görüldüğü ve yaşça büyük çocuklarda küçüklere oranla daha fazla görüldüğü belirtilmiştir.
(Baker ve ark.2007 Journal of divorce and remarriage 45:97-124) Yabancılaştırıcı ebeveynin hedefteki ebeveyne karşı çocuk üzerinden kullandığı temel stratejilerden bazıları; diğer ebeveyn ile ilgili kötü söz söyleme, eleştirme, yerden yere vurma, çocuğun diğer ebeveyn ile görüşmesine sınırlama getirme, diğer ebeveynle iletişimi engelleme, çocuk diğer ebeveyn ile ilgili en ufak sevgi gösterisinde bulunduğunda yanındaki ebeveynin olumsuz duygulanıma girmesi, hedefteki ebeveynin aslında çocuğu sevmediğini söylemesi, çocuğun seçime zorlanması, çocuğa diğer ebeveyn ile ilgili ajanlık yaptırılmak istenmesi…vb
Tüm bu süreçler çocukta güvensiz bağlanmaya sebep olarak kişilik gelişimini olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle eşler ayrılsalar bile çocuğun anne ve babası olarak her ikisi ile ilişkisini sürdürme hakkının olduğu, ebevenliklerin her ne olursa olsun ömür boyu süreceği gerçekleri kabul edilerek yaşamlarına devam etmeleri gerekmektedir. ( Kaynak: Ebeveyne Yabancılaşma Sendromu, Doç Dr. Fuat Torun)